Arctium lappa
- Türkçe Adı: Dulavrat otu
- İngilizce Adı: Burdock
- En Sık Bulunduğu Bölgeler ve Genel Özellikleri: Dulavrat otu Avrupa, kuzey Asya ve kuzey Amerika’da yetişen, ortalama 1,5 metre boylarında olan, yol kenarlarında, çalılıklarda ve seyrek ormanlarda rastlanabilen bir bitkidir. Bu bitki Türkiyede de sıklıkla yetişmektedir.
Kullanılabilir Kısımlar: Bitkinin kök, yaprak ve tohum kısımları medikal amaçlarla kullanılır. Ancak medikal amaçlar için en sık kullanılan kısımlar kök ve tohumdur, yaprak kısmı sıklıkla kullanılmaz.
İçeriğindeki Bileşenler: Uçucu yağ (fenilasetaldehit, benzaldehit vs..), lignanlar (neoarchtiin A), seskiterpen laktonları, polienler, kafeik asit deriveleri (klorogenik asit, izoklorogenik asit vs..), polisakkaritler (insülin, müsilajlar vs..), triterpen (alfa amirin, omega taraxasterol vs..), fitosteroller (beta sitosterol, stigmasterol, campesterol ve onların esterleri) ve taninler başta olmak üzere birçok bileşen içerir.
Etkileri ve Kullanıldığı Durumlar: Dulavratotunun insanlar üzerindeki etkinliğini araştıran herhangibir klinik çalışma olmamasına rağmen hayvan çalışmaları ve in vitro çalışmalar (cansız ortamda yapılan çalışmalar) mevcuttur. Yapılan bu çalışmalara göre dulavratotu kökünün antibakteriyel (bakteri öldürücü), antikandidal (Candida adlı bir tür mantarın çoğalmasını önleyici), antineoplastik (kanserojen hücrelerin büyümesini ve çoğalmasını durdurucu), antioksidan (toksinlerden arındırıcı), antiretroviral (anti-virüs etkili), antienflamatuar (iltihap karşıtı), hepatoprotektif (karaciğeri koruyucu) özellikleri olduğu görülmüştür.
Dulavratotunun antimikrobiyal özellikleri, içerdiği poliasetilen bileşenlerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ancak kurutularak satılan ticari dulavratotunun içerisinde bu bileşenden çok az miktarda olduğu bilinmektedir.
Dulavratotu akeninin (küçük, tohumlu ve kuru meyve) içeriğindeki arctiin, aglikon ve arktigenin maddelerinin insanlardaki beş farklı tip kanser hücresinin olgunlaşmasını önlediği görülmüştür. Bunun yanı sıra dulavratotu kökününden elde edilen taze bitki sıvısının içeriğindeki bilinmeyen bir bileşenin antimutajenik etkili (mutasyonu yani hücre DNA’sındaki beklenmeyen bir değişimi önleyici) olduğu saptanmıştır.
Yapılan in vitro çalışmalarda dulavratotu kökü ekstrelerinin, vücuttaki süperoksit dismutaz adlı zararlı radikalleri etkisizleştiren enzime benzer etki yaptığı ve bu sayede zararlı hidroksil radikalleri etkisizleştirerek antioksidan etki gösterdiği görülmüştür.
Yapılan in vitro çalışmalarda (cansız ortamda) dulavratotu akeninin (küçük, tohumlu ve kuru meyve) sıvı ekstrelerinin, HIV virüsünün insan hücrelerindeki CD4 reseptörüne bağlanmasını %90 oranında inhibe ettiği ortaya çıkmıştır. Bunların yanı sıra, yapılan hayvan deneylerinde dulavratotu ekstrelerinin antioksidan özellikleri sayesinde karaciğeri alkol gibi bazı zararlı etkilere karşı koruduğu görülmüştür.
Dulavratotu halk arasında,
- Diüretik (idrar söktürücü) ve kan temizleyici olarak,
- Antimikrobiyal ve antipiretik (ateş düşürücü) olarak,
- Bazı sindirim sistemi problemlerinin giderilmesine yardımcı olarak ve anorexia nervosa adlı hastalığın tedavisine yardımcı amaçlı,
- Romatizma ve gut hastalıkla görülen şikayetleri azaltmak için,
- Sistit ve frengi gibi bazı idrar ve üreme sistemiyle ilgili hastalıkların tedavisine yardımcı olarak,
- Akne ve sedef gibi bazı kronik cilt rahatsızlıklarında,
- Soğuk algınlığı ve nezle gibi solunum yolu hastalıklarında,
- Kanser tedavisinde,
- Hipertansiyon, arteriyoskleroz, hepatit ve diğer enflamasyonlu hastalıkların tedavisine yardımcı olarak,
- Afrodizyak etkisi ile cinsel isteği ve gücü arttırmak için, oral yolla (ağızdan alınarak) kullanılır.
- Dulavratotu topikal olarak cilde uygulandığında ise, kurumuş cildi canlandırmak, akne, sedef ve egzama gibi sorunların üstesinden gelmek için kullanılır.
- Dulavratotu kökü medikal kullanımının yanı sıra yemek olarak pişirilerek de tüketilebilir.
Kullanım Şekli ve Dozaj: Kullanım için tipik bir dozaj miktarı belirlenmemiştir. Ancak çay olarak tüketilmek isteniyorsa 2,5 gram dulavratotu kökünü 150 ml kaynar suya atarak demleyiniz. Bu çayı günde 1-2 kez içmeniz tavsiye edilir. Bununla beraber dulavratotunun gıda takviyesi olarak hazırlanmış kapsül formları da mevcuttur (genellikle 460mg’lık ve 475 mg.lık).
Güvenlik ve Yan etkileri: Dulavratotunu gıdalarda bulunana miktarda kullanmak güvenli kabul edilmektedir. Ancak bu bitkinin medikal dozlarda kullanımı hakkında herhangibir araştırma yapılmadığından güvenilirliği hakkında yeterli veri mevcut değildir. Dulavratotunun gebelik ve emzirme dönmelerindeki kullanımı hakkında da herhangibir veri olmadığından kullanımı tavsiye edilmemektedir.
Diğer Bitkilerle /Gıdalarla / Gıda Takviyeleriyle Etkileşim:
- Antikoagülan / Antiplatelet Bitkiler ve Gıda Takviyeleri: Teorik olarak dulavratotunun antikoagülan etkisi ve kanı sulandırıcı özelliği olduğu için aynı etkiye sahip olduğu düşünülen diğer bitki ve gıda takviyeleriyle beraber kullanımının bazı insanlarda kanama riskini arttırabileceği düşünülmektedir. Bahsedilen bitkilerden bazıları: melekotu, karanfil, sarımsak, zencefil, ginko, ginseng vs..
İlaçlarla Etkileşim:
- Antikoagülan / Antiplatelet İlaçlar: Teorik olarak dulavratotunun antikoagülan etkisi ve kanı sulandırıcı özelliği olduğu için aynı etkiye sahip olan diğer ilaçlarla beraber kullanımının kanama riskini arttırabileceği düşünülmektedir. Bahsedilen ilaçlardan bazıları: aspirin, klopidogrel (Plavix), delteparin (Fragmin), enoxaparin (Lovenox), heparin, tiklopidin (Ticlid), warfarin (Coumadin) vs..
Hastalıklar veya Durumlarla Etkileşimi:
- Çapraz Alerji: Dulavratotu, bileşikgiller ailesinden bazı bitkilere alerjisi olan kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bahsedilen bitkilerden bazıları: Yakup otu, krizantemler, papatyalar, çuha çiçeği vs..
- Cerrahi Operasyon: Dulavratotu daha önceden de bahsedildiği gibi antiplatelet özelliklere sahip olduğundan kanı sulandırıcı özellik gösterir ve kanın pıhtılaşma zamanını uzatır. Bu nedenle düzenli kullanıldığı takdirde, ameliyat sırasında kanama problemlerine neden olabilir. Bahsedilen sebepten dolayı, ameliyattan en az 2 hafta öncesinden bu bitkinin kullanımının kesilmesi önerilmektedir.
Ayurveda’da Kullanılan İsmi: Burdock
Tadı: Kekremsi – acı – buruk (kökü ayrıca tatlı)
Kullanılan Kısımları: Kök ve tohum
Enerjetiği: Serinletici
Sindirim Sonrası Etkisi: Acı
Doshalar Üzerindeki Etkileri: Pitta ve Kapha’yı azaltırken, Vata’yı arttırır.
Genel Nitelikleri: Alteratif (kanı temizleyici), diyaforetik (terletici), diüretik (idrar söktürücü), antipiretik (ateş düşürücü)
Özellikle Etkilediği Sistemler: En çok solunum, boşaltım ve dolaşım sistemlerini etkiler. Ayrıca lenf sistemini de etkilemektedir.
Kullanım Alanları: Dulavratotu ayurvedada başlıca enflamasyonlu (iltihabik ve yangılı) cilt rahatsızlıklarında, ciltteki kızarıklık ve kaşıntı için, yüksek ateş ve boğaz iltihabının da eşlik ettiği soğuk algınlığı durumlarında, kandaki toksin birikimini temizlemek için, lenfatik sistemin tıkanıklıklarını açmak için, ödem durumunda, nefrit ve böbrek enflamasyonu gibi böbrek rahatsızlıklarında, hipertansiyon durumunda tansiyonu dengelemek için kullanılır.
Dulavratotu kan ve lenf sistemi için oldukça iyi bir temizleyicidir. Deri yoluyla veya böbrekler yoluyla, vücuttaki tıkanmış kanal ve sistemleri açarak temizleyici, ödem birikimini dağıtıcı ayrıca toksin atıcı özellikleri vardır. Güçlü bir diüretik (idrar söktürücü), detoksifiye edici ayrıca öksürük yatıştırıcıdır. Dulavratotunun kökü diğer kısımlarına göre daha besleyicidir ve Vata’yı daha az arttırır. Düzenli kullanıldığında özellikle Pitta için iyi bir yenileyici ve tazeleyicidir. Yüksek Pitta’dan kaynaklanan sinir, agresiflik ve hırs gibi "pittojenik” duyguları temizlemek için kullanılır.
Dulavratotu "ama”nın neden olduğu toksin birikimi kaynaklı yüksek ateşi düşürmede ve artrit gibi hastalıklarda da oldukça yararlıdır. Bu bitki özellikle kıvırcık labada ile (yellow dock) beraber kullanıldığında birbirleri ile oldukça uyumlu çalışırlar. Ayrıca dulavratotu tohumları kişniş tohumlarıyla da beraber kullanılabilir. Latincesi Eclipta alba olan ve Hindistan’da "bhringaraj” olarak bilinen bitkiyle karıştırılarak kullanılırsa (dulavratotu kökünden iki birim, Eclipta alba’dan bir birim olacak şekilde) Pitta yapısındaki kişiler için iyi bir tonik olacaktır.
Ancak dulavratotu Ayurveda’ya göre anemi (kansızlık), kronik üşüme ve yüksek Vata gibi durumlarda oldukça dikkatli kullanılmalıdır.
Çince İsmi: Niu Bang Zi
Genel Nitelikleri: Antibiyotik, antifungal (mantar öldürücü), diyaforetik (terletici), diüretik (idrar söktürücü), hafif laksatif (kabızlığı önleyici) ve antipiretik (ateş düşürücü)
Etkilenen Organ Meridyenleri: Akciğer ve mide
Kullanım Alanları: Dulavratotu tohumu kızarıklık, kaşıntı ve kızamık gibi ciltle ilgili rahatsızlıkların hafiflemesinde oldukça faydalıdır. Bunun yanı sıra kurdeşen, kabakulak, çıban, kan çıbanı ve sivilce gibi rahatsızlıklar için de kullanılır.
Dulavratotunun tohumları özellikle ciltle ilgili rahatsızlıkları, soğuk algınlığı, grip ve yüksek ateş gibi hastalıklar için kullanılıyorken; bitkinin kökü daha çok kan ve lenf sistemi için iyi bir temizleyici ve detoksifiye edici olarak kullanılır. Dulavratotu ayrıca kanser tedavisi için de kullanılmakta olup özellikle lenfoma türü kanser tedavisinde etkili olduğu düşünülmektedir.
Bitkinin Çin herbalizmine göre günlük kullanım miktarı 3-9 gram kadardır. Ayrıca diyare gibi durumlarda dulavratotunun kullanılmaması önerilir.