Medicago sativa
  • Türkçe Adı: Alfalfa, adi yonca, yonca
  • İngilizce Adı: Alfalfa
  • En Sık Bulunduğu Bölgeler ve Genel Özellikleri: Aslen Akdeniz iklimine ait olan bu bitki, yüzyıllardır diğer bölgelerde de yetiştirilmektedir.
Kullanılabilir kısımlar: Alfalfanın medikal amaçlarla kullanılan asıl kısımları topraküstü kısımları olmasının yanı sıra, kökleri de nadiren kullanılabilmektedir.

İçeriğindeki Bileşenler: 
  • Bitkinin yaprak kısımları: Karotinoidler (lutein), triterpen saponinler (sojasopojenoller A-E aglikonlar, medikajenik asit, hederagenin), isoflavonoidler (formononetin glikozidleri, genistein, daidzein), kumestanlar (kumestrol, 3-metoksi kumestrol, lusernol, sativol, trifoliol), triterpenler (stigmasterol, spinasterol), siyanojenik glikozidler , saponinler vs.. başta olmak üzere birçok bileşen içermektedir.
  • Bitkinin kök kısımları: L-kanavain, betain (staşidrin, homostaşidrin), trigonellin ve sabit yağ olmak üzere birçok bileşen içermektedir.
Etkileri ve Kullanıldığı Durumlar: Alfalfanın yaprak ve filizleri, saponinler içermektedir. Saponinlerin serum kolesterol seviyelerini düşürmelerine rağmen, trigliseridler üzerinde etkili olmadığı düşünülmektedir. Serum kolesterolünü ise, kolesterole bağlanıp, onun absorbsiyonunu azaltarak düşürdüğü tahmin edilmektedir.

Alfalfa tohumları, bir amino asit olan L-kanavinin içermektedir. Bu maddenin immün sistemi uyarıcı etkinlik gösterdiği düşünülmektedir. Yapılan ilk çalışmalar L-kanavinin’in  direkt olarak B hücrelerine bağlanarak  veya B hücreleri aracılığıyla T hücrelerinin düzenlenmesini azaltarak etki gösterdiği sanılmaktadır. B hücrelerinin artan aktivitesi ise oto antikor üretiminin artmasına ve lupus semptomlarının oluşmasına neden olabilir. 6 ay boyunca alfalfa tohumlarıyla beslenen hayvanlarda artmış antinüklear antikorlar, dermatit, anemi ve glomerulonefrit ile kendini gösteren lupus semptomları görülmüştür.
Alfalfa bitkisinin, diyabetli hayvanlarda bazal glukoz seviyelerini, polifajiyi (aşırı yemek yeme isteği) ve ilk başlarda görülen insülin eksikliğini belirgin oranda azalttığı saptanmıştır. Bu bitkinin hipoglisemik etkilerinden (kan şekerini düşürücü etkileri), içerdiği manganez’in sorumlu olabileceği düşünülmektedir.

Alfalfanın içerdiği triterpen glikozidlerinin bir türü olan medikagol’ün antifıfungal (mantar öldürücü) ve antibakteriyel özllikleri olduğu düşünülmektedir. Ayrıca alfalfada bulunan kumetrol, genistein, biokanin A ve daidzein bileşenlerinin östrojenik aktiviteye sahip olduğu bilinmektedir.

Alfalfa halk arasında,
  • Bazı idrar yolları, prostat ve böbrek problemleri hastalıklarına karşı ve diüretik olarak (idrar söktürücü),
  • Astımın tedavisine yardımcı olarak,
  • Artrit ve romatoid artrit gibi bazı romatizmal hastalıklarda,
  • Diyabette kan şekerini düşürmek için,
  • Hazımsızlığın giderilmesinde,
  • İçeriğinde bol miktarda bulunun A, C, E, K vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, fosfor ve demir gibi mineraller nedeniyle besleyici bir gıda olarak,
  • Hiperkolesterol hastalarında kolesterolü düşürmek için,
  • Trombositopenik purpura hastalığında oral olarak (ağız yolundan alınarak) kullanılır.
Ayrıca topikal olarak kullanıldığında, Trichophyton mentagrophytes gibi bazı mantar türlerinin meydana getirdiği hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır.

Etkili Olduğu Durumlar: 
  • Hiperkolesterol: Alfalfa tohumlarını oral yolla kullanan hiperkolesterol hastalarının, toplam kolesterol ve LDL kolesterol (kötü kolesterol) seviyelerinin düşüş gösterdiği tespit edilmiştir.
Kullanım Şekli ve Dozaj: 
Bu bitkinin ortalama oral kullanım miktarı günde 5-10 gram kadardır. Bazı kaynaklarda hiperlipoproteinemiye karşı 40 gram kavrulmuş alfalfa tohumunun üçe bölünerek, günde üç kez tüketilebileceği belirtilmektedir.

Eğer bu bitkiyi çay olarak tüketmek istiyorsanız günde üç fincan tüketmeniz önerilmektedir. Ya da dilerseniz 1:1 oranında %25 alkol ile hazırlanmış sıvı alfalfa ekstresini günde üç kez 5-10 ml şeklinde kullanabilirsiniz.

Güvenlik ve Yan Etkileri: Bitkinin yapraklarının uygun dozda ve şekilde oral kullanımı, güvenli kabul edilmektedir. Ancak çok uzun süreli ve aşırı dozlarda kullanımı güvenli değildir. 

Alfalfa tohumlarının çok uzun süreli kullanımı sonucu pansitopeni (kanda her çeşit hücrenin azalması, eritrosit, lökosit ve trombosit sayısının normalin altına düşmesi) ve lupus benzeri semptomlar görülme olasılığı artmaktadır.

Diğer Bitkilerle /Gıdalarla / Gıda Takviyeleriyle Etkileşim: 
  • Vitamin E: Alfalfanın içerdiği saponinler, E vitamininin emilimini veya aktivitesini etkileyebilir.
İlaçlarla Etkileşim: 
  • Oral Kontraseptif İlaçlar: Bu bitki, bazı östrojenik özellik gösteren bileşenler içerdiğinden, oral kontraseptifler ile etkileşime girebilir. Bu nedenle kullanım esnasında dikkatli olunması tavsiye edilir.
  • Östrojenler: Alfalfanın içerdiği izoflavonoidlerin muhtemel östrojenik etkileri göz önüne alındığında, östrojen tedavisi ile etkileşime girebileceği düşünülerek dikkatli olunmalıdır.
  • Immunsupresanlar: Bu ilaçlar bağışıklık sistemini baskılamak için kullanılırlar. Özellikle organ transplantasyonlarından sonra veya otoimmun hastalıkların tedavisinde tercih edilirler. Alfalfa ise immun sistemi uyradığından, teorik olarak bu ilaçlarla etkileşime girebileceği tahmin edilmekte ve kullanılırken dikkatli olunması tavsiye edilmektedir. Bahsedilen ilaçlardan bazıları: azatioprin (Imuran), basiliksimab (Simulect), siklosporin (Neoral), daklizumab (Zenapax), muromonab-CD3 (OKT3), mikofenolat (CellCept), takrolimus (Prograf), sirolimus (Rapamune), prednison (Deltasone), kortikosteroidler (Glukokortikoidler) vs..
  • Fotosensetizan İlaçlar: Alfalfanın yüksek dozlarda kullanımı, fotosensetizan ilaçların etkisini daha da güçlendirebilir.
  • Warfarin (Coumadin): Bu bitki, yüksek miktarda K vitamini içerdiğinden, warfarin ile beraber kullanıldığında, warfarin’in etkisini azaltabilir.
Hastalıklar veya Durumlarla Etkileşimi: 
  • Otoimmun Hastalıklar: Otoimmun hastalıklar, vücudun savunma sisteminin aşırı seviyede ve yanlış şekilde çalışarak, kendi hücrelerine zarar vermesi sonucu oluşan hastalıklardır. Alfalfa bitkisi ise immun sistemi uyardığı için, bahsedilen hastalıkların daha da şiddetlenmesine sebep olabilir. Bahsedilen otoimmun hastalıklardan bazıları: romatoid artrit, multipl skleroz, sistemik lupus eritematozus vs.. Bu nedenle otoimmun hastalığı olan kişilerin bu bitkiyi kullanırken dikkatli olmaları ya da hiç kullanmamaları tavsiye edilmektedir.
  • Diyabet: Alfalfa kan şekeri seviyelerini düşürebileceğinden, diyabet ilaçlarıyla etkileşime girerek, hipoglisemiye (kan şekerinin normalin altına inmesi) neden olabilir. Bu bitkiyi kullanan diyabet hastalarının, kan şekerlerini düzenli olarak kontrol etmeleri önerilmektedir.
  • Hormona Duyarlı Kanser veya Hastalık Türleri: Bu bitki östrojenik etkiye sahip bazı bileşenler içerdiğinden, hormona duyarlı kanser veya hastalık türlerinden yakınan kadınların, bu bitkinin kullanımından kaçınmaları tavsiye edilmektedir. Bahsedilen hastalıklardan bazıları: göğüs, rahim veya yumurtalık kanseri, endometriyozis ve rahim urları
  • Böbrek Transplantasyonu: Böbrek transplante edilmiş bir vakanın, 3 ay boyunca düzenli olarak alfalfa ve siyah yılan otu kökü kullandığı, bu nedenle kendisine nakladilen böbreği reddettiği görülmüştür. Bu etkinin, alfalfanın bağışıklık sistemini uyarıcı özelliğinden kaynaklandığı, organ transplantasyonu sonrası kullanılan siklosporin’in bu şekilde baskılandığı düşünülmektedir.
  • Sistemik Lupus Eritematozus: Uzun süreli alfalfa tohumu kullanan ve latent halde (uyku halinde) sistemik lupus hastalığı bulunan kişilerde, alfalfanın hastalığı reaktive edebileceği (yeniden canlandırdığı) düşünülmektedir. İki sistemik lupus hastasında, bu bitki tohumlarını kullanmaya başladıktan sonra, hastalıklarının şiddetlendiği görülmüştür. Bu nedenle daha fazla araştırmalar yapılıp bilgi toplanana kadar, sistemik lupus hastalarının, alfalfa tüketmemeleri tavsiye edilmektedir.
Bilimsel Araştırmalar: 
Hiperkolesterolemi: Kısa dönemli ve üç sağlıklı gönüllünün katıldığı bir klinik çalışmada, çalışmaya katılan kişilere günlük  60-80 gram alfalfa tohumu verilmiştir. Bunun sonucunda serumdaki toplam kolesterol seviyelerinin düştüğü rapor edilmiştir.

Diğer bir klinik araştırmaya ise 15  tip 2 hiperlipoproteinemi hastası katılmış, hastalara düzenli olarak alfalfa verildikten sonra yapılan ölcümlerde toplam plazma kolesterolünün ve LDL kolesterolün (halk arasında kötü kolesterol olarak bilinir) düşmesine rağmen, HDL kolesterolün (halk arasında iyi kolesterol olarak bilinir) düşmediği gözlenmiştir. Bahsedilen iki çalışma haricinde yapılan diğer araştırmalar da bu bitkinin kolesterol düşürücü etkisini desteklemiştir.

Tadı: Buruk - tatlı

Kullanılan Kısımları: Yeşil kısımları

Enerjetiği: Serinletici

Sindirim Sonrası Etkisi: Acı

Dosha’lar Üzerindeki Etkileri: Pitta ve Kapha’yı azaltırken, Vta’yı arttırmaktadır.

Genel Nitelikleri: Alteratif (kan temizleyici), diüretik (idrar söktürücü), antipiretik (ateş düşürücü), hemostatik (kanamayı durdurucu)

Özellikle Etkilediği Sistemler: En çok dolaşım sistemini ve idrar yollarını etkilemektedir.

Kullanım Alanları: Bu bitki Ayurveda’da başlıca ülserler, ödem, artrit ile vitamin ve mineral yetmezliklerinin tedavisinde kullanılır.

Alfalfa, doğal bir vitamin ve mineral deposudur. Kalsiyum, magnezyum, fosfor ve potasyumun yanı sıra neredeyse bilinen tüm vitaminleri de içermektedir. Ayrıca bu bitki klorofil bakımından da çok zengindir. Alfalfa, özellikle karahindiba, at kuyruğu, ısırgan ve maydanoz gibi bitkilerle kombine edilerek kullanılabilir.

Bu bitki, Ayurveda’da tam olarak besleyici ya da tonik bitkiler arasında gösterilemez. Daha çok temizleyici ve detoks etkilidir. Kurutucu Vata özelliklerine sahiptir ve zayıflamaya neden olabilir. Bu sebeple, çok zayıf kişilere besleyici bitkilerle beraber kullanılması önerilmektedir.

Hafif kan temizleyici özelliği sayesinde Pitta tipindeki kişiler için güzel bir içecek olarak tüketilebilir. Daha az olmak üzere Kapha’lar için de uygundur. Ama genellikle  Vata tipleri için uygun bir bitki değildir.

Çince İsmi: Mu Xu

Genel Nitelikleri: Yin tonik (yenileyici ve onarıcı), antipiretik (ateş düşürücü), alteratif (kan temizleyici), diüretik (idrar söktürücü), antihemorajik (kanamayı durudurucu)

Kullanım Alanları: Alfalfa, ideal ve serinletici bir Yin toniği olduğundan, ciddi akut dejenerasyon veya yaşlanma sonucu meydana gelen kronik enflamatuar semptomların giderilmesinde etkilidir.

Alfalfa başlıca, kronik ve akut sistit, idrar yollarında yanma, prostatit, peptik ülserler, artit ve romatizmal şikayetler gibi hastalıklara karşı kullanılmaktadır. Ayrıca anne sütünü arttırıcı özellikleri de bulunmaktadır. Yavaş ve derinden etki etmesi nedeniyle, kronik rahatsızlıkların tedavisinde düzenli olarak kullanılması tavsiye edilir.